25 Ağustos 2011 Perşembe

Tarih Önden Gitsin, Ben Yetişirim (7)


Çok sayıda yeşil kubbeli türbe gördüğü bu mezarlığın, Ehl-i Beyt mezarlığı olarak bilinen Babü’s-Sağir Mezarlığı olduğunu öğrenecekti. Rehberden öğrendiğine göre, Hz. Muhammed’in soyundan gelenlerin türbelerini belli etmek için bu renk kullanılıyormuş. Türbelerin yeşil kubbeli olanlarını tek tek ziyaret ettiler. Kerbela’da şehit edilen Hz. Muhammed’in torunlarından 16’sının kafasının gömülü olduğu Şam Ehl-i Beyt Mezarlığı’nı ziyaret ettiklerinde içi burkuldu. İçeri girdiğinde bu 16 kafayı temsilen konan 16 kavuktan çok, kabrin arkasında bir kuytuya tek sıra halinde sıralanıp bir şeyler mırıldanarak göğüslerine vuran kişiler dikkatini çekmişti. Bir anda kendisini İran’daymış gibi hissetti. Ancak kendisini böyle hissettiği tek yer burası olmayacaktı.

Buralara ta İran’dan gelen ziyaretçiler bu şahıslara biraz daha yakın olup onlar hakkında bir şeyler öğrenmek isterken, kapının yanına tezgâhını dayayıp müşteri bekleyen seyyar satıcı, 37 ekran televizyonunda, bağladığı video çalar vasıtasıyla oynattığı kasetle dikkat çekip video kasetlerini satmaya uğraşıyordu. Yanık sesiyle Farsça ağıtlar söyleyen kişinin sesi etkilemiş olacak ki, ziyarete gelenlerden biri duvarın dibine çökmüş ekrana yansıyanları seyrediyordu...

Hz. Bilal’le ilgili anlatılanlara duygulanmış ve Hz. Muhammed’in torunlarına yapılanları duyunca hüzünlenmişti. Ama Hz. Abdullah ibni Ümmü Mektum hakkında anlatılanları duyduğunda tebessüm etmişti. Onun kabrinin başında rehberin anlattıklarına göre, Hz. Muhammed bir gün Mekke müşriklerinin önde gelenlerine İslamiyet’i anlatırken âmâ olan Hz. Abdullah gelmiş ve Hz. Muhammed’den (a.s.m.) gelen vahyi kendisine de anlatmasını istemiş. Hz. Muhammed de “Şimdi sırası mı?” der gibi biraz yüzünü ekşitmiş. Bunun üzerine bir sure nazil olmuş ve dini isteyene anlatması uyarısında bulunmuş. Bundan sonra Hz. Muhammed (a.s.m.), Hz. Abdullah’ı her gördüğünde “Ey Rabbimin kendisi yüzünden beni azarladığı adam” diye latife etmiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder