15 Nisan 2016 Cuma

Hadîsin önemine bir kelimelik bir örnek

Bir ilmin anlaşılması için o ilmin terminolojisine de az-çok hakim olmak gerekir. Çünkü terminoloji, o ilimde özel kullanılan kelimeleri ifade eder ki, burada kelimeler kendi sözlük anlamları dışında, farklı bir anlamda kullanılmışlardır.
Mesela “diz kırma” ifadesini tasavvufta kullanırsanız “Bir şeyhin/büyüğün tedrisinde bulunma, saygıyla huzurunda durma, ondan ders alma” gibi anlamlar çıkarırsınız. Tasavvufa yeni yeni meyleden birisi bunu spordaki kullanımı gibi anlarsa, tasavvufu hiç anlamaz ve belki de bırakıp uzaklaşır.
Aynı şekilde Kur’an’ı en doğru şekilde anlamanın yolu, Resulullah’ı (a.s.m.) dinlemekten geçer. Çünkü vahye ilk muhatap olması hasebiyle dinî terminolojiyi en iyi bilen odur. Şayet o dinlenilmezse, Kur’an anlaşılmaz.
Resulullah’ın (a.s.m.) “Ben salâtı nasıl yapıyorsam siz de benden gördüğünüz gibi salât yapın” hadisi bu konuda bize yol gösterecek en güzel örneklerden biridir. Çünkü “salât” kelimesi o gün itibariyle “dua, ibadet, ibadet yeri” anlamlarında kullanılıyor ama bugün bizim bildiğimiz şekilde “namaz” olarak kullanılmıyordu. Şayet Resulullah’ın (a.s.m.) “benden gördüğünüz gibi” ilavesi olmasaydı ya da birileri başkasına aktarırken ondan gördüğü şekilde aktarmasaydı, muhataplar itiraz edebilir, “kelimede bu şekilde eğilip kalma anlamı yok” diyebilirdi. Çünkü adına İslam denen yeni bir dinin gönderildiğini ve bu dinin kendine has yeni bir terminolojisi olduğunu bilmeyecekti.
İşte, Resulullah’ı (a.s.m.) dinlemeden Kur’an’ı anlamanın ve tabii ki yaşamanın mümkün olmayacağına bir kelimelik bir örnek…