7 Şubat 2012 Salı

Sadıklarla beraber olmak


O Hak âşıkları, hakkı işittikleri zaman hemen kabul ederler. İsterse bu, bir hizmetçiden gelsin!

Medine’de vali olduğu sıralarda Ömer bin Abdülaziz, bir meseleden dolayı birisini hapseder. Bir gün tayin eder ve şayet kararından dönmezse o güne kadar hapisten çıkamayacağını söyler. O gün gelip çatar ve artık adamın serbest kalması gerekmektedir. Ancak öyle olmaz. Adam hâlâ hapistedir.

Bunu fark eden Müzahim isimli Ömer bin Abdülaziz’in sadık hizmetçisi durumu kendisine hatırlatır. Ancak Ömer bin Abdülaziz adamın hatasından dönmediği için serbest bırakılamayacağını söyler. Bu söze çok üzülen Müzahim, karşısındakinin vali olduğunu ve bu valinin devlet idaresini elinde tutan bir hanedana mensup olduğunu nazara almadan ona şu serzenişte bulunur:
“Verdiğiniz sözde durmanızı size hatırlatırım! Sabahında kıyametin kopa­cağı günü ve kıyamete gebe olan geceyi size hatırlatırım!”

Bu söz Ömer bin Abdülaziz’in iç dünyasına yıldırım gibi düşer. Müzahim bu sözden sonra yanından ayrıldığı için yüzüne karşı söyleyemez ama, arkasından dudaklarından şunlar süzülür:
“Vallahi sen benim gözümdeki perdeyi kaldırdın ey Müzahim! Allah’a hamdolsun ki gaflet anın­da bana Allah’ı hatırlatan senin gibi sadık bir dostum var.”

Arkasından da Tevbe suresinin 119. ayetini okur:
“Bis­mil­la­hir­rah­ma­nir­ra­him. ‘Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ­ve sadıklarla beraber olun.’ Sa­da­kal­la­hül­azim.”

Bunun üzerine birisini emniyet amirine gönderir ve hapis süresi dolan şahsın serbest bırakılmasını emreder. 

O Hak âşıkları, hakkı işittikleri zaman hemen kabul ederler. İsterse bu, bir hizmetçiden gelsin!

Bk. Ömer bin Abdülaziz, s. 67.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder