2 Mayıs 2011 Pazartesi

Namazda çalan telefon

O nasıl bir namazdı öyle! Koşarak zor bela yetiştiğim akşam namazının ilk rekâtında imamın sesinin güzelliğini gölgeleyen bir müzik sesi duyulmaya başlayınca atmosfer birden değişivermişti. Cami zaten küçüktü. Ses her tarafta rahatlıkla duyulmaya başlanmıştı. Müzik, hemen yanımdaki bir delikanlının telefonundan yükseliyordu. Çok uğraştı ama kapatamadı bir türlü. Çünkü ellerini kullanmadan bir maharet sergilemeye çalışıyordu. Ellerini kullanırsa namazın bozulacağını düşünmüş olsa gerek. Oysa namaz esnasında çalan telefonu kapatmanın namaza halel vermediğini söylüyor hocalar. Yani eller kullanılabilirmiş. Neticede telefon kapandı. Herkesin derin bir nefes aldığına eminim. Kurtulmuştuk...

Ancak son oturuştayken yeniden ses yükselmeye başladı. Üstelik bu seferki büyük sessizlik, müziğin sesinin daha bir gür çıkmasına yardımcı oluyordu. Tam müzik sesi kesilmişti ki hoca selam verdi ve namaz bitti... Sonrasını az çok hayal edebiliyorsunuzdur.

Ama ben ortam hakkında dikkatimi çeken bir şeyi söyleyeyim. Bir ön saftaki bir amcanın müziğe ritim tutar gibi inlemeyi andıran bir ses çıkarması, çok kızdığını gösteriyordu. Çok kızdığını tahmin ediyorum; çünkü selam vermeyle arkaya dönmesi bir olmuştu. Neyse ki kırk yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim birisi delikanlının önünde perde oldu da hem çocuk, hem de amcalar rahat rahat namazın sünnetini kılabildiler. Burada “yaş ve tahammül” ilişkisi de konuşulabilir ama o ayrı bir mevzuu...

Böyle bir durumda kim haklı, kim haksız tartışmasına girmeyi çok doğru bulmuyorum, ama bazen de iyi ki peygamber efendimiz namaz kılarken torunları gelip mübarek omuzlarına çıkmış da bize örnek olacak o eşsiz davranışı öğrenmişiz, diye düşünmeden edemiyorum. Yoksa tahammülü çok azalan insanlar namaz kılarken yanlarına çocukları yaklaştırırlar mıydı, bu konuda da çok emin olamıyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder