26 Ekim 2018 Cuma

Gerçek kahramanların ardından gidilir


Günümüzü anlama ve anlamlandırma adına yapılan çalışmalarda, tarihle bağ kurmadan yapılacak bir analiz çabası ne yazık ki akim kalmaya mahkumdur.
Tarihten ibret almak için değil de, bir duygusal etkileşimle kahraman-hain gözüyle bakmak daha kolay geliyor bize.
Oysa her iki okumanın da “insani” tanım ve tanımlamanın üzerini örttüğü muhakkak. Biz de “küfr” ehli miyiz neyiz!!!
Tarihi değil de zihinlerimizi kahraman ve hainlerle donatmamız yüzünden, kendi sınırlarımızdan öte bir dünyayı tanımak gibi bir derdimiz de olmuyor. Hatta kendimizden gayrı rakip de tanımıyoruz bu yüzden.
İkram Arslan kardeşim de işte böyle bir eksik okuyuşu fark etmiş olmalı ki, bir şeyi “hayal ettiğimiz” gibi değil de “olduğu gibi” ortaya koymanın bizi gerçeği anlamaya götürmesi adına böylesi güzel bir esere imza atmış.
Eserin bir tarihi roman formatıyla hazırlanmış olması, özellikle modellenmiş bir zihni okumayı dışarıda bırakan tarih çalışmalarına göre genç okuyucuya daha ulaşılabilir olmasını sağlıyor.
Tarihin en zorlu ve karmaşık dönemlerinden birinde yaşayan bir insanı anlatmak, kaynaklarla ilgili ziyadesiyle sıkıntı yaşadığımız bir ortamda kitabın önemini daha da artırıyor.
Özellikle taraflı okuyuşların, okumadan fikir sahibi oluşların gittikçe bir tutuma dönüştüğü bir ortamda, söz konusu o dönemde yaşanan acıların tekrar yaşanmaması adına, bizi bilgiye, anlamaya, vicdana, gayrete ve umuda çağıran bir çalışmaya imza atan İkram kardeşimi tebrik ediyorum.
Okunup istifade edilmesi dileğiyle…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder