Süveybit ve Nuayman iki arkadaştır. İslam’ın ilk
yıllarında her şeyleriyle İslam'a yardıma koşan bu iki fedakâr insan, Bedir ashabındandır.
Nuayman öyle ciddi bir şakacıdır ki kimse onun o an şaka yaptığını anlamaz. Şakalarının
önemli bir kısmına muhatap olan da arkadaşı Süveybit’tir. Onlardan birisi şöyledir:
Allah Resulü aleyhissalatü vesselam, bir defasında
Hz. Ebu Bekir başkanlığında bir heyeti Şam’a gönderdi. Süveybit ve Nuayman da
bu heyetteydi. Süveybit yiyecek stoklarından sorumluydu ve Hz. Ebu Bekir’in
emri olmadan kimseyi erzaka yaklaştırmıyordu.
Bir yerde konakladıkları bir sırada Nuayman gelip
Süveybit’ten yiyecek bir şeyler istedi. Ama Süveybit vermedi. Nuayman acıkmıştı
ve almak için ısrar etti. Fakat Süveybit, Hz. Ebu Bekir’in izni olmadan
açmayacağını söyledi. Bunun üzerine Nuayman Ya bana yiyecek verirsin ya da
ben seni kızdırmasını bilirim dedi. Faka Süveybit onu hiç kale almadı. Aslında
Nuayman’ı çok iyi tanıyan Süveybit, onun bu tehdidine önem vermemekle büyük bir
hata etmişti.
Oradan ayrılan Nuayman ne yapacağını düşünerek
dolanırken beraberinde develerle gelip konaklayan bir grup gördü. Aklına bir
fikir geldi ve hemen harekete geçti. Bu gruba yaklaşıp başkanlarını sordu ve
sohbeti başlattı. Sana reddedemeyeceğin bir teklif sunayım mı? dedi. Adam
tamam deyince, Benim çok mahir Arap bir kölem var. Eğer istersen onu
sana satabilirim dedi ve pazarlık başladı. Sonunda on deve karşılığında
anlaştılar. Adamlarla beraber köleyi almaya giderken, Ama şunu da
söyleyeyim. O iftiracı biridir. Eğer ben köle değilim derse sakın inanmayın. Bu
özelliğini de söyledim. Eğer kabul etmezseniz şimdi bırakın ki kölemle aram
bozulmasın dedi. Adamlar buna da tamam dediler ve develeri Nuayman’a
verdiler. Develeri alan Nuayman, İşte benim kölem budur diyerek
Süveybit’i gösterdi.
Hemen gidip Süveybit’i çağırdılar. Kalk,
gidiyoruz. Seni satın aldık. Artık bizim kölemizsin dediler. Fakat Süveybit
itiraz edip karşı koydu. Onalr da kollarından sıkıca yakaladılar. Defalarca Ben hür
biriyim. Beni satın alamazsınız diye feryat etse de onu dinlemediler. Boşuna
bağırıp durma! Senin iftiracı biri olduğunu zaten öğrendik diyerek onu
sıkıca bağladılar ve Süveybit'i alıp götürdüler...
Onlar oradan uzaklaşırken Nuayman'ın keyfine diyecek yoktu. Tabii Hz. Ebu Bekir konak yerine vardığında durum değişti. Olanları hayretle izleyenler
durumu ona haber verdiler. O da hiç zaman kaybetmeden peşlerinden gitti ve develerini iade ederek
Süveybit’i geri aldı.
İbn-i Kesir'in el-Bidaye'sinde bildirdiğine göre,
Medine’ye dönüp de bu olay Resulullah aleyhissalatü vesselama haber verilince,
Resulullah Nuayman'ın yaptıklarına uzun uzun gülmüş. Defalarca gülmüş... Hatta
ashabıyla beraber bir yıla yakın bir zaman zarfında simalarında tatlı bir
tebessüme vesile olmuş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder