11 Mart 2015 Çarşamba

Gidişat umut verici

 
İkinci CNR Kitap Fuarı’nı da geride bıraktık. 28 Şubat-8 Mart 2015 tarihleri arasında düzenlenen fuarı, önceki yıla göre daha hareketli buldum. Bu şekilde birkaç yıl daha devam etmeyi başarabilirse ilgi ve alakanın kat kat artacağı kanaatindeyim. Edebilirse diyorum, çünkü biz genelde çok hızlı başlayıp hızlı netice bekleyen bir yapıya sahibiz. Olmayınca da büyük emekleri bir kalemde silip atabiliyoruz.

Fiziksel artılar

CNR, ulaşım imkânları bakımından daha merkezi bir konuma sahip. Okurun kolay ulaşması düşünülünce bu hiç de yabana atılacak bir husus değil.

İkinci olarak, otoparkının ve fuar girişlerinin ücretsiz olması da takdire şayan bir özellik ve bu fuarı ötekilerinden bir adım öne çıkarıyor.

Fuar alanının genişliği, yeme içme bölümlerindeki çeşitlilik ve alternatifler, sosyal aktivitelere yönelik çalışmalar da dikkatlerden kaçmıyor.

Bu sene özel yer verilen “Nakkaşhane” bölümü enfes olmuştu. Şimdilerde çabucak basılıp okuyucuya ulaşan kitapların bir zamanlar ne gibi emekler verilerek, okuyucuya ulaşması için nasıl aşamalardan geçerek hazırlandığını resmetmesi bakımından önemliydi.

Geçen seneye göre bu sene öğrenci sayısı daha fazlaydı. Ferdi katılımların yanısıra, öğretmenleriyle beraber gelen çok sayıda öğrenci görebildik. Boş bulduğu bir yere çökmüş, az önce aldığı kitabı hemen merakla açıp incelemeye başlayan öğrenciler, belki de fuarın en tatlı yanını oluşturuyorlardı.

Çocuklara yönelik kitap ve faaliyetler

Özellikle çocuk kitaplarına rağbetin daha fazla olduğunu gözlemledim. Hatta çocuklarının zoruyla gelen ebeveynler de vardı. Bunların işi zor tabii. :) Ama belki çocuklarının vesilesiyle ilerleyen zamanlarda onlar da birer kitap kurdu olur ve hatta bu sefer de onlar torunlarını ikna edip bu kitap cümbüşüne getirirler. Belli mi olur? Fakirin ekmeği umut…

Kitap cümbüşü demişken, geçen sene bizim küçük Süheyl’le beraber fuara gitmiştik. Orada çok eğlenmişti. Özellikle çocuk eğlence bölümüne bayılmıştı. Akıl oyunları, zekâ aktiviteleri falan biraz onun yaşına göre büyüktü ama özellikle palyaçolar, kostümlü çizgi film kahramanları, engelli koşu parkuru çok dikkatini çekmişti.

Geçen sene fuardan aldığımız bir kitap vardı. Birkaç gün önce–henüz fuar başlamamışken–o kitabı gördü ve “Eğlenceli kitap yerine gidelim” dedi. Anlamamız biraz zaman aldı ama neticede bizi keyifle güldürdü. Biz de “Gideceğiz” dedik ve yine hep beraber gittik. (Sanırım bu sene o bölüm yoktu. Ya da biz bulamadık.) Yani küçük çocuklara yönelik bu aktiviteler ne kadar da faydalıymış. 3,5 yaşındaki çocuk, bir sene önceki eğlenceyi henüz unutmamış…

Birkaç husus

Kervan yolda dizilecek ve her yeni fuar, bir öncekinden daha tatminkâr olacak, bunda şüphe yok. Ben sadece dikkatimi çeken birkaç noktaya işaret etmek istiyorum.

Fuar gidiş gelişlerinde yol boyunca billboardlarda pek bir reklam göze çarpmıyordu. Merkezi yerlerde tek tük gördüm. Fakat fuar alanına doğru, yolun sağına soluna da afişler, reklamlar asılmalıydı. Fuara gelmeyeceklerin bile CNR’da kitap fuarının olduğunu bilmesi, en azından zihinlerde yer ederdi. Hiç olmazsa, aracıyla ilk defa gelen ve fuar alanını bilmeyen kimselere kolaylık sağlayacak şekilde levhalar, yönlendirici reklamlar asılabilirdi.

Acaba fuar zamanı için neden mart ayı seçildi? Neden şubat ya da nisan değil? Bunun bir sebebi muhakkak vardır ama ben yine de gerekçemi ifade edeyim: Çünkü mart ayı geçiş dönemi olduğu için çok kararsız hava şartları olabilmekte. Soğuk hava şartlarında insanların evlerinden çıkmaları güçleşiyor. Tamam, gerçek okuyucular bir yolunu bulup muhakkak gelirler ama gelmek isteyip de gelemeyenlerin sayısını da önemli ölçüde etkiliyor bu durum. Yayınevi çalışanlarının bile “Görevli olmazsam bu havada evden çıkmazdım” dediğine şahit olduktan sonra bu kanaatim iyice pekişti.

Stantlar konusunda bir şeyler yapılır mı bilemiyorum ama çok statik, yalın ve tekdüze bir görünümleri var. Daha renkli, dikkat çekici ve farklı dekoratif özellikleri olan stantlar katılımcıları cezbedecektir.

Gidişat umut verici

Tarizen şunu da söylemek isterim ki, Tüyap’ta ciddi boy gösteren bazı yayınevlerinin burada olmaması ideolojik birtakım sıkıntıların hâlâ çözümlenmediğini gösteriyor. Tam olarak neler oldu, neler konuşuldu ve yaşandı bilemediğimiz için bir şey diyebilmek çok zor ama en azından bazılarının hâlâ birtakım prangaların esiri olmaktan kurtulamadığını üzülerek görüyoruz. Gerçi önceki sene olmayıp bu sene katılanlar da yok değildi. Bu da hayırlı bir gelişme…

Her ne olursa olsun Basyaybir’in omuzladığı bu faaliyeti devam ettirmesi, geliştirerek sonraki dönemlere aktarması gerekiyor. Hatta ilerleyen zamanlarda uluslararası bir kategori bile kazandırabilecektir. Sanırım bu sene de katılan birkaç yabancı yayınevi vardı. Bu güzel bir gelişme. Şimdilik Afrika ve Asya kıtaları bunun için daha müsait görünüyor. İlerleyen dönemlerde bu yelpaze daha da genişleyecektir.

Bazı yayıncı arkadaşlarla görüştüm. Bütün konuşulanları özetleyecek olan kanaatlerini ortak şu cümlede toplayabiliriz:

“Henüz istenen bir düzeye ulaşılabilmiş değil, ama gidişat umut verici.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder