23 Temmuz 2012 Pazartesi

Ramazan bereketi ve iftarlar

 

Ramazanı seviyorum. Bereketiyle geliyor ve âlemimizi olduğu gibi sofralarımızı da bereketlendiriyor. Her ne kadar tüketim çok artıyor dense de Ramazanın yeri çok başka. Bence bu tüketim tartışmalarını birkaç maddeye ayırmak lazım...

Evet, Ramazanda tüketim artıyor ama başka zaman olmadığı kadar misafir ağırlanıyor bu ayda. Bir defada on, on beş kişinin davet edildiği oluyor. Bunun birkaç akşam devam ettiğini düşünürsek bu ciddi bir masraf demek.

Sair zamanlarda da böyle olmuyor mu? Misafir davet edeceğimiz zaman hiç hazırlık yapmıyor muyuz? Elbette yapıyoruz. Ama Ramazanda bunun sıklığı arttığı için ve herkes o ayda davetleri arttırdığı için genel manada tüketim artmış görünüyor. Aslında doğru; tüketim artıyor. Ama diğer davetlerin de on bir aya yayıldığı hesaba katılmalı...

İkinci bir cihet var ki, belki de asıl konuşulması gereken mevzu odur. Gün boyu insan aç kaldığı için nefis akşama doymayacağını sanıyor. Onun için tek renge kanaat etmiyor. Donatılmış bir sofra istiyor. O nedenle bir değil de birkaç çeşit olabiliyor sofralarda. Nefis terbiyesi cihetiyle kim, bunu ne kadar önleyebilse, nefisini o kadar terbiye etmede başarılı olur.

Ama kanaatimce israf etmemek kaydıyla birkaç çeşit yemek olmasında da bir sıkıntı yok. İsraf etmemek kaydıyla yenip içilebileceğine Kur’an izin veriyor. Ve azıcık hassas olanlar kolaylıkla çöpün önüne geçebilirler. İftarda bitmeyen sahurda, o da olmasa sonraki iftarda yenebiliyor. Ya da herkes kendince çözümler bulabilir.

Şunu da hemen ilave edeyim. Restoranlarda, otellerde verilen iftarları, hele açık büfe olanları tasvip etmiyorum. Büfe ne kadar açık da olsa midenin alacağı miktar bellidir. İftarların en güzeli, en samimi ortamlar olan evlerde olanlardır diye düşünüyorum.

Ben evlerde her akşam birkaç çeşit yemek yapılsın, demiyorum. Taraftar da değilim. Hatta su ve çorba yetiyor. Sair zamanlara göre iştahım daha az oluyor. Ama genel manada düşününce hadiseleri zamanlara ve şartlara göre değerlendirmenin gerektiği kanaatindeyim. İçinde bulunduğumuz bu zamanda, her evde en az bir çeşit yemek yapılabildiği bir zamanda, tüketim artıyor diye Ramazanın itham edilmesi doğru değil. İftara birkaç dakika kala Allah’ın ikram ettiği çeşit çeşit nimetleri nasıl bir iştahla süzer oruçlu insan... Önünde birbirinden lezzetli yiyecekler duruyor ama O’nun izni olmadan elini uzatamıyor. Bu şuurla insanın içtenliği daha bir artar.

Başkalarını da düşünme, muhtaç olanlara yardım etme mevzuu ayrı bir konu olup herkesin kendi vicdanının kıpırdama durumuna göre değişlik arz eder. Sofrasını donatan, ama elinden geldiğince başkalarını da gözeten insanlar olduğu gibi; nefsine hâkim olup tek çeşitle idare eden, ama başkaları hatırına gelmeyenler de vardır. Tam tersi de olabilir. Bu, kişinin vicdan hareketiyle ilgili olan bir şey...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder