14 Mayıs 2014 Çarşamba

Küçük musibetler, büyüklerini engelliyor olabilir mi?

İnsan bir musibet okuna maruz kaldığında daha büyüğünün de gelebileceğini nazara aldığında sabrı artıyor.
Bu kanıya şuradan vardım:

Her zamanki gibi masamda oturmuş suyumu yudumlarken nasıl olduğunu anlamadan birden bardak elimden düştü ve bardaktaki bütün su üzerime döküldü. Sanki çok büyük bir tehlikeymiş gibi ani bir refleksle yerimden fırlarken “eyvah” dedim. Altı üstü bir su… Niye büyük bir şeymiş gibi eyvah dedim, bilemiyorum. Ama “Bu da nereden geldi başıma” der gibi olmuş oldum.

Sonradan hatırladım ki, aslında Allah daha büyüğünden beni korumuştu. Çünkü…

Bugün kıymetli misafirlerim vardı. Onlara ikram etmek üzere getirdiğim çayları tepsisiz taşımayı denedim. Yolda bir-iki defa sıkıntı yaşadım ama elhamdülillah kimse zarar görmeden taşımaya muvaffak olabildim. Fakat neden?

İşte sonradan geç de olsa bu mevzu aklıma gelince, demek ki üzerimize gelebilecek büyük musibetleri Cenab-ı Hak daha küçükleriyle tebdil ediyor diye hatırıma geldi. Hatta latif bulduğum bu latifeyi, çayları almama yardımcı olan Halit Ağabey’le de paylaşınca o da kendi mesleğinden güzel bir örnekle mevzuyu taçlandırdı.

Hâsılı, bu mevzu bu kadar geç aklıma gelmemiş olsaydı o anda belki “Allah” diyecektim. Ama zararın neresinden dönülürse kârdır hakikatince, geç de olsa bu dersi hatırıma getiren ve bizleri merhametiyle her daim büyük musibetlerden muhafaza eden Allah’a hamd ediyorum.

Bu vesileyle, Soma’daki faciada vefat edenlere Rabbimizden rahmet diliyoruz.
Cenab-ı Hak, yakınlarına sabr-ı cemil ihsan buyursun.
İnşaallah Rabbimiz daha büyük ve daha umumilerinden bizleri muhafaza buyursun. Âmin.