23 Ocak 2012 Pazartesi

İslam Tarihinde üç önemli hadise

Bedüzzaman Hazretleri, özellikle On Beşinci Mektup’ta ve Emirdağ Lahikası’nda Peygamber Efendimizin vefatından sonra vuku bulan üç önemli ve üzücü olayı izah ederken üç önemli tespitte bulunur.

Birincisi: Hz. Ali ile Hz. Aişe ve diğer sahabiler arasında vuku bulan Cemel Vakıasının aslında bir “içtihat” meselesi olduğunu söyler. Amaçları bir hakikatin ortaya çıkması olduğu için, bu eylemden dolayı her iki tarafın da sevap kazandığını ve dolayısı ile her iki tarafın da ehl-i cennet olduğunu vurgular.

İkincisi: Hz. Ali ile Hz. Muaviye arasında cereyan eden Sıffin’in ise hilafet-saltanat mücadelesi olduğunu belirtir.

Üçüncüsü: Hz. Hasan ve Hüseyin’le Emevîler arasında vuku bulan hadiselerin ise din-milliyet mücadelesi olduğunu belirtir.

Bu konuların ana başlıklarını bu şekilde tespit eden Bediüzzaman’ın, özellikle ilk maddeyi izah ettikten sonra şu kritik uyarıyı yapması bence çok mühim:
“Tarihin gösterdiği sair esbab ise hakiki esbab değillerdir, bahanelerdir.”

Gerçekten de tarih kitapları okunduğu zaman insanın karşısına o kadar farklı anlatımlar çıkıyor ki, insan ister istemez bir tarafa meyledip diğer tarafı zemmedebiliyor. Oysa söz konusu sahabiler olduğu için daha hassas ve dikkatli yaklaşmak icap ediyor Bu bağlamda Bediüzzaman’ın ifadeleri önemlidir. Ve bu tarz hadisleri değerlendirirken yaklaşım tarzımızın nasıl olacağı hakkında bize sağlam bir bakış açısı sunmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder