2 Aralık 2011 Cuma

Tarih Önden Gitsin, Ben Yetişirim (24)


Kısa bir zaman dilimine çok şey sığdırdıkları gezileri son bulmuş, artık Suriye’den ayrılma zamanı gelmişti. Halep’ten yola çıktıklarında herkeste buruk bir mutluluk vardı. Gezemedikleri çok yerin olduğunu biliyorlardı. “Keşke daha uzun süreli bir programa katılsaydık” diye düşünenler yok değildi.

Bütün bu düşüncelerle şehirden çıkıp çevre yoluna girdiklerinde, üst geçidin tam ortasına itinayla yapıştırılan Beşir Esat posterinin artık sonuncusu olmasını temenni ettikleri sırada rehber mikrofonu alıp ayağa kalktı ve arkasından kısaca gezi hakkında değerlendirmede bulundu. Aslında hem Şam’da, hem Halep’te, hem de Suriye’nin diğer bölgelerinde gezilecek çok sayıda tarihî yerlerin olduğunu, fakat kısa bir gezi programıyla ancak bu kadarının yapılabileceğini söyleyince, yorgunluktan bitap düşen herkes rehbere hak vermişti. Herkesten çok memnun kaldığını söyleyen rehberin Bilal’e dönmesi, onu huzursuz etmişti. Yine içinden “Haklılar” diye geçirdiği halde biraz fazla üstüne gelindiğini de düşünmemiş değildi.

Rehber bu sefer farklı bir şey yaptı. Herkesi tek tek mikrofona davet edeceğini ve gezi hakkında düşüncelerini paylaşmalarını istediğini söyledi. Önce gönüllü olarak konuşmak isteyenlere söz hakkı verdi. Rehberin arka taraflardan birisine işaret ettiğini görünce kimin geleceğini tahmin etmişti.

Gelen Babacan Halil Amca’ydı. Grubun yaşça en büyüğü olan Halil Amca, kurduğu güzel cümlelerle rehberden, bu gruptaki herkesten ve tur görevlilerinden çok memnun kaldığını belirttikten sonra herkesten helallik istedi.

Halil Amca’dan sonra iki gönüllü daha geldi. Gönüllülerden sonra sadece birkaç kişi konuştu. Bunlardan biri de Bilal’di:

“Ben bu tur firmasını internetten buldum. İlk olarak yorumlarına baktığımda memnun kalmayan bir tek kişi görmedim. İnternette arattığımda da hep olumlu yorumlar görünce hemen telefon edip yer ayırttım. Ancak ben böyle bir tur istemiyordum. Hem gezip hem de eğlenebileceğimiz bir tur programı düşünüyordum. İlk başlarda çok garipsemiştim. Çok sıkıcı olacağını düşünmüştüm. Ama zamanla hoşuma gitmeye başladı. Güzel şeyler öğrendim. Şimdi ben de internette yorumlara hak veriyorum. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Her zaman elimde olmayan nedenlerle geç kaldım. Lütfen hakkınızı helal edin.”

Rehberin zoruyla konuşan Bilal’den sonra sıra Hüseyin’e gelmişti. Ancak Hüseyin konuşma yapmayacaktı. Sesi oldukça güzel olan Hüseyin bir ilahi okuduktan sonra bir tane istek parça geldi. Sonra bir tane daha... Kısık sesle Hüseyin’e eşlik eden çok kişi olmasına rağmen alkışla tempo tutan tek kişi Halit Bebek’ti.

Yorulduğu için biraz ara vermek isteyen Hüseyin, tekrar başlamak zorunda kaldı. Çünkü Halit Bebek onun susmasını istememişti. Hüseyin söylemeyince ağlamıştı.

Hüseyin’den sonra mikrofonu alan rehber anlattığı anekdot ve fıkralarla herkesi gülmekten kırıp geçirmişti. Az sonra konuşmaktan yorulan rehber de mikrofonu bırakınca, birazdan varacakları gümrüğe kadar sürecek olan sessizlik başlamış oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder