11 Temmuz 2011 Pazartesi

Karma Eğitim

Karma eğitim cidden gençlerin verimini düşürüyor. Belki ilkokulda mazur görülebilir ama ortaokul ve lise gibi duyguların karmakarışık olduğu dönemlerde karma eğitim öğrencilerin başarısını zedeliyor. Öğrenciler kendi kapasitelerini tam olarak gösteremiyorlar. Bizim karnelerde gördüğümüz notlar onlar hak ettiği notlar değil.

Bu mevzu uzun zamandır benim zihnimi kurcalayan bir konuydu. Kıymetli dostum Ahmet Ay’ın çok kısa bir zaman önce yayınlanan Gariplikler Pusulası isimli kitabında bu konuyu görünce ve o günlerde de lisede okuyan bir yeğenim bize ziyarete gelince bunu kaleme alma ihtiyacı hissettim. Ahmet Ay imzasını taşıyan kitap, lise hatıralarını aldığı yerde “Allah’ım, bu okullar, bu karma eğitim, gençler birbirine âşık olsunlar diye mi kurulmuş acaba? Başka işimiz kalmamış gibi bütün gün bunları konuşurduk. Kim kimi seviyor, kim kimle takılıyor, kim kimin peşinde...” açıklamasını yapıyor. Gerçi Gariplikler Pusulası bir roman... Ama arada bir bu tarz ilginç noktalara yaptığı ince temasları var ki ben tarzını çok beğendim.

Neyse... Sevgili Ahmet’in burada temas ettiği gibi, gençler derslere ayırdığı vaktin çok daha fazlasında birbirinin “aşk”larını konuşuyor. Buna ne kadar aşk denir, o da tartışmalı bir konu ama neticede karma eğitimde gençlerin verimi çok azalıyor. Gelin görün ki bugün ülkemizde karma eğitim zorunluluğu var. Maksat kız-erkek ayırımı yapmamak, adaletli davranmak... Ama burada adaletsiz bir adalet gözetildiği hemen dikkatlere çarpıyor. Çünkü adalet, aynı özellikte olanlar arasında yapılır. Kızlar arasında ya da erkekler arasında bir adaletsizlik varsa, o konu gündeme getirilsin. Ama kız ve erkek dendiği zaman durum çok farklı boyutlar kazanıyor. Kız ve erkek aynı şey demek değil. Duygular farklı, eğilimler farklı, istekler farklı, hatta öncelikler bile farklı... Bu kadar farklılıkla birlikte aynı kriterlere tabi tutulmaları hiç de adalet olmasa gerektir.

Türkiye’de bu yapılırken, eminim biz de artık yeterince çağdaşlaştık havasına girilerek böyle bir karara imza atılmıştır. Oysa aynı durum çağdaş ülkelerde bile farklı şekillerde yapılıyor. Eğitimci Yazar Ali Erkan Kavaklı’nın bu konuyla ilgili kaleme aldığı bir kitabı var. Karma Eğitim ismini taşıyan bu kitapta verilen çok sayıda örnekler var. Mesela Almanya örneği yer alıyor. Almanya’da karma eğitimin olumsuz yönleri dikkat çekmiş olmalı ki, eğitim bakanı hiç olmazsa çok dikkat gerektiren bazı alanlarda bu uygulamadan vazgeçilmesi gerektiğini dile getiriyor ve sonucu daha net görebilme adına müfettişlerin raporlar hazırlamasını istiyor. Kendi öğrencilik yıllarında yaygın olan karma eğitimi anlatırken de “Karma eğitimin erkeklerle kızlar arasında şans eşitliğini sağlayacağına inandık. Meğer bu aşırı iyimser bir bakış açısıymış” diyor.

Bu konuyla ilgili çok araştırma var. Hatta araştırmaların pek çok uygulamaya geçmiş durumda. Amerika, Avrupa gibi pek çok ülke kız ve erkek okullarını çoktan ayırmış durumda. Kendi yaptıkları gözlemlere dayanarak böyle bir kanaate vardıklarını belirtiyorlar. Örneğin kız üniversitelerinden mezun olan kadınların hem bilimsel çalışmalarda hem de özel iş alanlarında daha başarılı olduklarını ifade ediyorlar.

Aslında bu konuda ciddi ilmî araştırmalara gerek yoktur kanaatimce. Herkesin kendi öğrencilik yıllarını gözden geçirmesi yeterli olacaktır. Duyguların en hareketli olduğu dönemler... Bu konuda bakanlığın acilen bir şeyler yapması gerekiyor. Özellikle bu kadar özendiren dizilerin, filmlerin olduğu dönemlerde bu karmaşa bir sınır konulması kanaatindeyim.

Eğitime önem vermek lazım diyorsak, gençlerin eğilimlerini ve duygularını nazara alarak bir müfredat ve sistem hazırlanması kanaatindeyim. Ne de olsa geleceğimiz onlardır. Ne de olsa onlar geleceğimizdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder