6 Nisan 2012 Cuma

Su gibi

İlk olarak bu satırları kitabı tekrar okumayı düşünerek yazdığımı bilmenizi isterim.

Nebevi nefes bir nefeste okunacak bir kitap değil. En azından benim gibi İslam tarihine kulaktan dolma bilgilerle aşina olanlar için bu  böyledir diye düşünüyorum. Belki üç nefeste. 

Belgesel tadında, doğru bilgiyi güzel bir uslup ile hikayelendirerek, sade ve akıcı bir dil, abartısız kurguları ile o çağların bütün karmaşasına rağmen o peygamberi esintiyi ciğerlerinize dolduruyor Yazar. 

Emeviler hakkında hiç de iyi şeyler okumamıştık lise yıllarında hatırladığım. Bana Arap toplumunun siyasi, içtimai ve kültürel yapısı her zaman karışık, kanlı ve karanlık gelmiştir. Böyle algılayışımın kendi bilgisizliğimle ilgisi var muhakkak ki; Bir de günümüz arap toplumlarının özellikle yurt dışında Türklerden daha kötü bir tablo çizmeleri ile  sanırım. Ama bu kitap bütün ön yargılarınızı gözden geçirmenize de sebep oluyor. İnsan yaratılış öyküsünün idrakine varabildiği kadar insan. Arap olsun Türk olsun. 

Ömer Bin Abdülaziz bir emevi halifesi. Hz. Ömer' i hatırlattığı içiin "İkinci Ömer" diye biliniyor. Ben de bu kitap ile tanımış oldum kendisini. Zamanının çarpıklıklarına tek başına mücadele veriyor. Halife olmadan evvelki Ömer ile Halife olduktan sonraki Ömer arasındaki değişikliği bütün ayrıntıları ile kaleme almış yazar. Kısa ve öz anlatımlı bölümlerini insanın dönüp tekrar tekrar okuyası geliyor.

Duygulandırıyor, düşündürüyor, hayran bırakıyor Ömer Bin Abdülaziz İkram Arslan' ın kalemiyle kendisine.  

Kitabı okuduktan sonra dönüp bugüne bakıyorsunuz. Susuzluğunuz artıyor. 

İşte Nebevi Nefes su gibi bir kitap...

Kaynak: YER SOFRASI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder